Çoğunlukla çocukluk döneminde görülen hiperaktivite, nöropsikiyatrik bir bozukluktur. Aşırı hareketlilik ve anormal aktif olma hali olan bu bozukluk; gebelikte meydana gelir ve çocukluk, ergenlik, yetişkinlikte de devam eder. En belirgin etkilerinin yaşandığı çocukluk döneminde, ilaçlı veya ilaçsız tedavi yöntemlerinden yararlanılır.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) davranış bozukluğu ile birlikte değerlendirilen hiperaktivite, olağandışı aşırı hareketlilik ve anormal aktif olma hali olarak tanımlanır. Başka bir deyişle çocukların kendilerini kontrol altına alamadıkları nöropsikiyatrik bir hastalıktır. Çoğunlukla çocukluk döneminde ayırt edici davranışlarla kendini belli etse de hamilelik döneminde de fark edilebilir. DEHB doğumdan sonra bebeklik döneminde, çocuklukta ve yetişkinlikte sürer. Yanı sıra belirtiler erişkinlik döneminde kolayca anlaşılmayabilir. Bebeklikte hiperaktivite; zor uyuma, sürekli ağlama ve zor ikna olma davranışları şeklinde görülebilir. Çocukluk döneminde ise bu belirtilere sürekli koşturma, oradan oraya zıplama gibi haller eklenir. Hiperaktif olan çocuklar genellikle yerlerinde duramaz, ellerindeki işi uzun süre devam ettiremezler. Hırçın, kaygılı ve sinirlidirler. Bu yüzden mutlu olmakta zorlanırlar. Çocuk okula başladıktan sonra çoğunlukla arkadaşları ve öğretmenleriyle sorunlar yaşar. Oluşan anlaşmazlıkları, sinirlilik ve hırçınlıkla çözme eğiliminde olan hiperaktif çocuklar, inatçı, sabırsız ve duymazdan gelen davranışlar gösterirler. Derslerde sınıfta ders boyunca oturamama, devamlı olarak eşyalarını kaybetme, ödev yapmama gibi sorunlar ortaya çıkar. Bu tür davranışları arada sıra yapan çocuklar olabilir, Ancak hiperaktif olan çocuklar ile karıştırılmamalıdır. Çünkü dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu bulunan çocuklar bu davranış biçimlerini sürekli tekrarlarlar. Bu durum ise hem okulda, hem de ev yaşamında birtakım problemlere sebep olabilir.
Bebeklerde hiperaktif davranışlar, anne karnında kendini gösterebilir. Anne adayı genellikle bebeğinin sık sık hareket ettiğini söyler. Bu hareketlilik doğumda somra artarak devam eder. Bebeklikte görülen hiperaktivite belirtileri şu şekildedir:
Anne karnında belirti veren aşırı hareketlilik hali, bebeklik ve çocuklukta da devam eder. Okul öncesi dönemde çocuğun davranışları sürekli değişir. Bu yüzden hiperaktivite, genellikle 6 yaş ve üzerindeki çocuklarda ebeveynler tarafından anlaşılır. Tıbbi olarak da çocuğa hiperaktivite teşhisi konulabilmesi için minimum 6 yaşında olması gerekir. Teşhis için doktor görüşmesine çocukla birlikte ebeveynler de katılır. Hekim teşhis için ilk olarak çocuğun detaylı öyküsünü ailesinden dinler. Gerekli görürse nöropsikolojik açıdan değerlendirmek üzere bazı testler yapar. Doktor, çocuğu endokrinolojik olarak değerlendirmek ve hormon düzeylerini görmek için de bazı laboratuvar testleri isteyebilir. Yapılan detaylı değerlendirmelerden sonra çocuğa hiperaktivite teşhisi koyulabilir.
Hiperaktivite tanısı alan bir çocuk için aile içinde kurallar konmalıdır. Bu kuralların net ve esnetilemez olması oldukça önemlidir. Hiperaktivite tanısı alan çocuğun olumlu davranışlarının cesaretlendirilmesi gerekir. Çocukla belirgin bir şekilde ilgilenilerek olumsuz davranışlarından ziyade olumlu davranışlarından bahsedilmelidir. Sıkça çocuğun yaptığı davranışların ebeveynlerini ne kadar mutlu ettiğinden bahsedilebilir. Konuşarak direkt olarak öğüt verilmesi genellikle çocuğun sinirlenmesine sebep olur. Çocuğa yaramazlık yaptığını değil, bir sağlık sorunu ile mücadele ettiğinin hatırlanması, anne ve babanın sabırlı, anlayışlı olmasını sağlar. Tüm bu düzenlemeler yapılırken bazen çocuğun sadece kötü bir gün geçirmiş olma olasılığı da unutulmamalıdır. Uzman doktor ile düzenli bir şekilde iletişimde kalmak ise çocuğun iyileşme sürecine katkı sağlar.
Okul dönemindeki çocukların ortalama %5'inde görülen hiperaktivite tedavisi doğru şekilde uygulandığı zaman çocukta olumlu gelişmeler gözlenir. Bu sayede çocuk sosyal ortamlarda daha uyumlu ve topluma adapte bir duruma gelir. Hiperaktivite teşhisi alan çocuk ilaçlı ve ilaçsız tedavi alması konusunda değerlendirilir. Genellikle her iki yöntem de birlikte uygulanabilir. Bu anlamda bilişsel davranışçı terapi ve konuşma terapisi uygulanabilir. Ayrıca bireysel eğitimin yanında ebeveyn eğitimi de verilebilir. Hiperaktivite, uzun süre tedavi edilen bir rahatsızlıktır ve zamanla hastalığın belirtileri azalsa da kendi kendine iyileşmez veya tamamen geçmez. Kendi haline bırakıldığı zaman ise yetişkinlikte tekrarlayabilir. Tedavi uygulanmaması çocuğun kişisel gelişimini ve okul yaşantısını da olumsuz olarak etkiler.