DEHB (Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu), çocukluk ve ergenlik dönemlerinde sıklıkla ortaya çıkan bir nörolojik ve psikiyatrik bozukluktur. Bu bozukluğa sahip olan bireyler dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik gibi belirtilerle karakterizedir. DEHB'li bir birey olmak nasıl bir şeydir? DEHB’li olduğumuzu gösteren işaretler belirtiler nelerdir? Tanısı nasıl koyulur ve tedavisi nasıl yapılır? Sorularının cevapları yazımızda.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu DEHB olarak adlandırılmaktadır. Hiperaktivite; anormal, aşırı derecede hareketlilik, dürtüsellik ve dikkat dağınıklığı ile ilgili nörolojik bir rahatsızlıktır. Genellikle 6-12 yaşları arasında teşhis edilebilmektedir. Bunun öncesinde tespit etmesi pek kolay değildir. Sık görülen belirtileri ise kişilerin sosyal yaşamlarında ve sosyal ortamlarında bazı zorluklar yaşaması, isteklerini erteleyememesidir.
Kişinin sosyal yaşamında görülen diğer belirtilerden bazıları ise şu şekildedir:
Kısacası her şey de aktif bir yaşam olarak ifade edilebilmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu teşhisi için tek bir belirti yeterli değildir. Bu nedenle kişinin başladığı her işi yarım bırakması da teşhis için yeterli değildir.
Bu rahatsızlığın teşhisinde sorunların sürekli ve devamlı olması, belirtilerin birden fazla olması gerekmektedir. Belirtiler genellikle 7 yaşından önce başlasa da yetişkin bireylerde de görülebilmektedir.
Sonuç olarak kişinin işleri yarım bırakması, istikrarsızlığın olması direkt dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olduğuna dair bir kanı oluşturmaz.
Tanı, teşhis ve tedavi için öncelikli ve önemli olan kişinin kendisinin söylediği belirtilerdir. Ailesinin, çevresinin, sosyal yaşamının söylediği belirtiler ve görülen semptomlar bu konuda çok önemlidir.
Sosyal yaşamındaki belirtilerin önemli olma nedeni çocukların tek başınayken hiçbir sıkıntı göstermemesi ancak okul gibi sosyal ortamlara girdiğinde çok fazla hareket etmesidir. Bunun yanı sıra hiçbir işi yapamama, otoriteden uzaklaşma görülen diğer belirtilerdendir.
Dikkat toplama güçlüğü, planlama güçlüğü, uyku sorunları, yerinde hareketsiz duramama görülen diğer belirtiler arasındadır.
Bu sorunlar özellikle 6 aydan uzun sürüyorsa sorunlar tespit için belirli testler vardır. Yapılan bu testler sonrasında tanı konulabilmektedir.
Tedavide kişinin istekliliği, tedaviye yatkınlığı, genetik faktörler, cinsiyet, yaş gibi faktörler önemli bir faktördür. Kişiye dikkat, kontrol, dürtü becerileri kazandırmaya çalışılır.
Her hastalık gibi DEHB tedavisinde de erken tanı çok önemlidir. Erken tanı konulduktan sonra hızlı bir şekilde tedaviye başlanması önemlidir. Tanı konulduktan sonra klinik gözlem çok önemlidir. Özel eğitim özellikle çocuklarda çok önemlidir. Özellikle rehber öğretmenle birlikte veya okuldaki öğretmenle beraber, aile eşliğinde çocuğun özel bir eğitime alınması çok önemlidir.
Kaynaştırmada özellikle devlet destekli rehabilitasyon merkezlerinde de özel bir eğitim ön plana alınabilir. Bunun yanı sıra bilişsel destekli psikoterapiler tercih edilebilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan kişiler için özel olarak üretilmiş materyaller, egzersizler bulunmaktadır. Psikoterapiler ile belirli testler ve egzersizler uygulanabilmektedir.
Yapılan testler ve egzersizlere kişiye;
Kazandırılmaya çalışılmaktadır. Bu süreçte çevre desteği, kişinin istekliliği, tedaviye yatkınlığı, genetiği, cinsiyeti, yaşı gibi faktörler tedavi sürecini etkilemektedir.
Günümüzde kişilerin birbirleriyle olan paylaşımlarının artması, sosyal mecralardaki bilgilerin paylaşılması farkındalığı ve öğrenimi arttırmıştır. Bu farkındalıklar geçmiş dönemlerde yaramaz olarak nitelendirilen çocukların bir kısmında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna sahip olabileceğini söylenebilinir. Her çocuk için bu durum söylenemese de göz önünde bulundurulması gereken bir durumdur.
Yetişkinlikte, iş hayatında değinilmesi gereken öncelikli ve en önemli şeylerden biri sosyal ilişkilerdir. Bu rahatsızlığa sahip kişiler maalesef sosyal ilişkiler kurmak ve karşıdaki insanla iletişimi sürdürmekte çok fazla zorluk yaşayabilmektedir.
Planlama yetenekleri düşük olduğu, çok dağınık oldukları için unutkanlık yaşayabilmektedirler. Bu yüzden işleri yetiştirme, gün içinde planlama yapma konusunda maalesef bazı sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Uzun süre iş başında ya da bilgisayar başında durmak onlar için çok zor olabilir. Odaklanma süreleri çok uzun olması gereken işlerde hareketliliklerini sürdüremeyebilirler. Bu gibi nedenlerle kişinin iş yaşamı çok fazla etkilenebilmektedir.
Sadece iş hayatına değil de bütün hayatını DEHB'ye göre ayarlaması gerekmektedir. Bu konuda en önemli şeylerden biri kişinin enerjisini de atabileceği sporlara yönelebilirler.
Bu önerilerden bazıları şu şekildedir:
Kişinin, çevresini, iletişim kurduğu insanların doğru bilgilendirilmesi gerekmektedir. Tedavinin gidişatını önemli kılan şeylerden biri aile ve çevresinin desteğidir. Kişiye karşı sabırlı ve anlayışlı olunması gerekmektedir. Duygularını bastırmadan, doğru bir şekilde ifade etmesi sağlanmalıdır.
Çocuklarda özellikle ilk olarak çocuğa, aileye, okula bilgi verilmesi gerekmektedir. Kişinin dürtü kontrolü ve davranış yönetimi üzerine odaklanılmaktadır. İletişim güçlükleri, kişinin kendisiyle alakalı iletişimi, belirli düşünceleri ve sosyal yaşantı için belirli egzersizler yapılarak ödevler verilmektedir.
Tedavi sürecinde danışanın işbirlikçi ve gönüllü olmalıdır. Görevlerini yerine getirmesi, sorumlulukların üzerinde durması, kendini buna teşvik etmesi çok önemlidir. Burada asıl sebep terapi sürecini devam ettirmektir.
Öncelikle çevresinin doğru bilgilendirmesi lazım. Seansları, terapileri doğru şekilde devam ettirmesi lazımdır. Verilen ödevleri kesinlikle çok iyi şekilde uygulaması gerekmektedir. Bunları hiç aksatmadan, sorumluluklarını alarak yaşamını biraz daha kullanışlı ve elverişli bir şekilde devam ettirmesi gerekmektedir.
Odaklanma sorunu yaşandığında kişi yoga, meditasyon gibi rahatlatıcı aktiviteler yapabilir. Bu durumlar kişinin enerjisini doğru şekilde yönetmesine yardım sağlar.
Kişinin tedavi devamlılığı çok önemlidir. Kişiler, çevrelerini bu konu hakkında doğru bilgilendirmelidir. Kişinin düzenli olması, not tutması, günlük tutması gerekir.
Dengeli beslenmek bazı besinleri daha fazla tüketmek. Bunlar da çok önemlidir. Dikkat egzersizleri, yoga, nefes egzersizleri de bu süreçte çok önemlidir. Düzenli spor yapılması gerekmektedir.
Her gün belli saat aralıklarında yürüyüşler yapmak, fiziksel aktiviteyi artırınca o enerjiyi de doğru şekilde kullanmak. O aktivite enerjiyi düşürmüş oluyor. Düzenli odaklanma süresini bu yüzden biraz daha azaltmış olur.
Duygularını doğru şekilde yansıtmayı öğrenmelidir. Sanatla uğraşabilir ya da herhangi bir sporla ilgilenebilir. Çevreyle iletişim için daha fazla sosyalleşmeli, insanlarla tanışmalı, insanlara bir arada bulunmalı, en azından kendini bunun için zorlamalıdır.
DEHB hakkında doğru bilinen yanlışlardan bazıları şu şekildedir:
DEHB sorunları asla aşılamaz sorunlar değildir; kesinlikle tedavi edilebilirdir. “Bu sorunun farkında olduğumu düşünüyorum ama hiçbir şey yapamıyorum”, “Kararsızım.” diyen kişilerde depresyona eğilim de çok fazla olmaktadır. Ayrıca madde kullanımına bağımlılıklar da sıkça görülebilmektedir. Özellikle de genç yaşlarda, üzüntüler çok yoğun yaşanabilmektedir. Ancak kesinlikle bunları yaşamak zorunda değilsiniz.
Hayatınızı daha güzel, daha elverişli bir şekilde yaşayabilmek için her zaman adım atabilirsiniz. Yaşınız kaç olursa olsun, bilimsel olarak kanıtlanmış tedavi yöntemleri mevcuttur. Dilerseniz bulutklinik üzerinden online ya da yüz yüze randevu alabilirsiniz.