Cilt, Tırnak ve Saçlarımızı Yaza Nasıl Hazırlarız?

Cilt, dış görünümümüzü belirleyen önemli bir yapı olmanın ötesinde, vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan bir kalkan gibidir. Fiziksel ve ruhsal sağlığımızın bir yansıması olan cildimizi her mevsime göre hazırlamak, yaşam kalitemizi ve özgüvenimizi artırmak için hayati önem taşır. Bu yazıda, cildimizi yaz aylarına nasıl hazırlayabileceğimizi ve nelere dikkat etmemiz gerektiğiyle ilgili bilgi yazımızda.

Yayınlanma Tarihi 25 Nisan 2024
Okunma Süresi 21 dk
Güncellenme Tarihi 25 Nisan 2024
Makaleyi Paylaş
Binlerce hekim ve milyonlarca hastanın tercihi #bulutklinik

Cildimizi Yaza Nasıl Hazırlarız?  

Cildimiz sadece dış görünüşümüzü belirleyen bir yapı değil, aynı zamanda vücudumuzu dış etkenlere karşı koruyan bir kalkan gibidir. Hem fiziksel hem de ruhsal sağlığımızın bir yansımasıdır. Dolayısıyla, cilt sağlığımızı korumak, yaşam kalitemizi ve özgüvenimizi artırmak için önemlidir. 

Cildimiz, dış dünyaya karşı bir kalkan gibidir. Fiziksel sağlığımızın bir göstergesi olduğu gibi, ruh sağlığımızı da etkiler. Bu nedenle, cildimizi mevsimlere göre hazırlamak önemlidir. Kış mevsiminde, genellikle kapalı ortamlarda daha fazla vakit geçiririz ve güneş ışığından yoksun kalırız. Isıtıcılar çalışırken havanın kurumasıyla birlikte cildimiz de nemini kaybeder ve kurur. Özellikle yaşla birlikte, bazı ciltler bu kuruluktan daha fazla etkilenir, özellikle atopik egzama gibi cilt sorunları olanlar.

Ayrıca, kış aylarında beslenme alışkanlıklarımız da değişir. Karbonhidrat ve yağ tüketimi artabilir, stres seviyemiz yükselebilir. Tüm bunlar cildimizi olumsuz etkiler. Yaz mevsimine doğru geçişte ise güneş maruziyeti artar, terleme miktarı artar ve daha sık duş alabiliriz. Ancak, bu durum da cildimizin nemini azaltabilir.

Bu mevsimsel değişimlere uyum sağlamak için, cildimizin nemini ve gücünü yeniden kazanması önemlidir. Bu süreçte, cilt bakımında kullanılan ürünler büyük önem taşır. Özellikle hyalüronik asit, seramid gibi yapı taşlarını içeren ürünler cildin nemini artırabilir. Ayrıca, vitaminler de cilt sağlığını destekleyebilir, özellikle vitamin C ve A' nın cilt için faydaları bilinmektedir. Güneş koruyucu kullanımı da yaz aylarında cildi güneşin zararlı etkilerinden korur.

Bunların yanı sıra, mezoterapi gibi uygulamalarla cildin içerisine vitamin ve minerallerin enjekte edilmesi de yaygın bir yöntemdir. Ayrıca, kolajen ve elastin miktarını artırmak, cildi yeniden yapılandırmak da önemlidir. Güneş koruyucu kullanımı da yaz aylarında cildin sağlığını korumak için kritik öneme sahiptir.

Belirli içeriklere sahip olan veya farklı mineralleri içeren mezoterapi uygulamaları, cilt üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. Bu uygulamalar dışarıdan cilde uygulanabilir ve cildi güçlendirmek için çeşitli amaçlarla kullanılabilir. Özellikle kolajen ve elastin miktarını artırarak cildi yeniden yapılandırmak, cilt bariyerini güçlendirmek önemlidir. Çünkü cilt, dış ortama karşı bir bariyer görevi görür ve bu bariyerin güçlenmesi yaşla birlikte kaybolabilir. Bu nedenle, cildin kaybettiği yapı taşlarını yeniden kazanması gereklidir. Bu yapı taşları arasında hyalüronik asit, seramik gibi maddeler bulunurken, kolajen ve elastin yapılandırması da önemlidir.

Bu şekilde, cildimizi yaz aylarına güçlü bir şekilde hazırlamaya çalışıyoruz. Bu süreçte en önemli faktörlerden biri de güneş korumasıdır. Özellikle ilkbahardan itibaren cildi güneşin zararlı etkilerinden korumak önemlidir. Belirli bir miktar güneşe maruz kalmak cilt sağlığı için ve genel vücut sağlığı için önemlidir, ancak bu miktarın çok az olması gerektiğini unutmamalıyız. Günlük olarak kolunuzun ön kısmının yaklaşık 10 dakika güneş görmesi yeterlidir. Bu nedenle saatlerce güneş altında kalmamıza gerek yoktur. Sadece güneş değil, gün ışığı da cildimize faydalıdır, bu nedenle güneşin olmadığı gölge zamanlarında da güneş ışığından faydalanabileceğimizi hatırlamalıyız.

Ayrıca, güneşe alerjisi olan kişilerin bahar aylarından itibaren yaz mevsimine hazırlık sürecinde kontrollü bir şekilde güneşe maruz kalmaları önemlidir. Aksi takdirde alerjik reaksiyonlar artabilir. Bu nedenle, güneşten korunarak yaz aylarına hazırlanmak önemlidir.

50 Faktörlü Güneş Kremi Yüz İçin Yeterli Midir?

Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için güneş koruyucuları kullanmak önemlidir ve bu seçimde güneş koruma faktörü (SPF) büyük bir rol oynar. Türkiye gibi güneşin yoğun olduğu ülkelerde, yüksek faktörlü güneş koruyucularının tercih edilmesi gereklidir.

Türkiye'deki güneş miktarı göz önüne alındığında, en az SPF 50 faktörünün kullanılması gerekli ve yeterlidir. Yıl boyunca daha düşük faktörlü ürünler tercih edilebilir, örneğin kış döneminde SPF 20 veya 30 kullanılabilir. Ancak, ülkemiz özellikle ilk bahardan itibaren yoğun güneşe maruz kalır, bu nedenle daha yüksek faktörlü güneş koruyucuları tercih edilmelidir. Bu ürünler, cildi güneşin zararlı UV ışınlarından etkili bir şekilde korur ve cilt sağlığını korur.

Kış Ayları Güneş Koruyucu Krem Şart Mıdır ?

Kış aylarında dahi yoğun güneş ışığına maruz kalabileceğimiz durumlar söz konusu olabilir. Özellikle bazı sportif aktiviteler, örneğin kayak gibi, dağlarda yoğun güneş altında gerçekleşebilir veya normal güneşli günlerde güneşin etkisi artabilir. Ancak, bu tür durumlar genellikle nadir görülür ve rutin olarak güneş koruyucu kullanımını gerektirmezler. Ancak, güneşe alerjisi olan kişiler için ve UV ışınlarına hassasiyeti olanlar için yıl boyunca güneş koruyucu kullanımı önemlidir. Bu kişiler, gölgede veya gün ışığında bile güneşten zarar görebilirler.

Genel olarak, güneş koruyucu kullanımı bahar aylarından itibaren tüm yaz boyunca, hatta bazen eylül veya ekim aylarında dahi önerilir. Özellikle güneşin en etkili olduğu saatlerde, yani öğle saatlerinde, güneş koruyucunun tekrarlanması önemlidir. Sadece sabahları uygulamak yeterli olmayabilir; gün içinde birkaç kez yenilenmesi gerekebilir. Tek seferlik kullanım genellikle etkili olmaz. Bu nedenle, güneş koruyucunun gün boyunca düzenli olarak tekrarlanması, cildi güneşin zararlı etkilerinden korumak için önemlidir.

Bilgisayar Karşısında Çalışırken Güneş Koruyucu Sürmeli Midir?

Günümüzde bilgisayar kullanımının artmasıyla birlikte, ekranlardan yayılan mavi ışığın cilt sağlığı üzerindeki etkileri daha fazla merak edilmektedir. Bazı filtreler bu ışığı engellemeye yönelik kullanılsa da, son zamanlarda bir eğilim olarak bilgisayar kullanıcılarının mavi ışık koruyucu içeren güneş kremlerini tercih etmeleri dikkat çekmektedir. Türkiye'de birkaç markanın sunduğu özel içerikli ürünler, bu ihtiyaca yönelik çözümler sunmaktadır.

Özellikle bilgisayar başında uzun süreler geçiren ve cilt lekelenmesine yatkın kişiler için bu tür ürünlerin kullanımı önem taşımaktadır. Bilgisayar kullanımıyla ilişkilendirilen kahverengi lekelerin oluşumuyla karşılaşan bireyler, mavi ışık filtreli güneş koruyucularını tercih ederek ciltlerini koruyabilirler.

Aşırı Terleme Problemi Olan Kişilere Önerileriniz Nelerdir? 

Aşırı terleme, özellikle koltuk altı gibi bölgelerde oldukça rahatsız edici bir sorundur ve hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, tedavi olmaları önemlidir. Aşırı terleme için çeşitli tedavi seçenekleri bulunmakla birlikte, en sık kullanılanlardan biri terleme botoksu uygulamasıdır.

Terleme botoksu, günümüzde oldukça etkin ve güvenilir bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Batı ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de yaygın olarak kullanılmaktadır. Halk arasında bu tedaviye dair olumsuz yargılar olsa da, kanserlerle ilişkilendirme gibi iddiaların bilimsel bir dayanağı bulunmamaktadır.

Genellikle hastalarda üç ila dört aydan başlayan bir düzelme sağlar ve uygulandıktan sonra bir yıl kadar etkisini sürdürebilir. Ancak, tamamen terlemeyi yok etmek değil, aşırı terlemeyi normale çekmek amacıyla kullanılır. Bu nedenle, kalıcı bir etki beklenmemelidir.

Hastaların sıklıkla sorduğu sorulardan biri, terleme botoksuyla aşırı terlemenin tamamen yok edilip edilmediğidir. Ancak, bu uygulama ile aşırı terlemeyi normale çekmek ve hatta normalin altına indirmek mümkündür. Bu nedenle, terleme botoksunu tercih eden hastalara, bu tedavi seçeneğini öneririm.

Terleme botoksu dışında, aşırı terleme için başka tedavi seçenekleri de bulunmaktadır. Bunlar arasında sistemik tedaviler, radyofrekans tedavisi, lokal ilaç tedavileri ve deodorant kullanımı bulunmaktadır. Ancak, her hasta için en uygun tedavi seçeneğinin belirlenmesi için bir dermatologa danışmak önemlidir.

Glüten İle Bunların Arasındaki Bağlantı Nedir?

Glütensiz diyet son yıllarda oldukça popüler hale geldi. Normal, sağlıklı bireylerin dahi bu diyeti tercih etmesi, glütensiz beslenmenin sağlık veya kilo kaybı üzerinde olumlu etkileri olduğuna dair yaygın bir inanışı besliyor. Bu inanış, Türkiye'de olduğu gibi tüm dünya genelinde yaygın.

Ancak, glütenin eski buğdaydan farklı olduğu düşüncesiyle ortaya çıkan bu eğilim doğru değildir. Aslında, normal ve sağlıklı bir insan için glütensiz beslenmek önerilmez. Çünkü glüten, sağlıklı bir beslenme için önemli bir kaynaktır. Glütensiz beslenme genellikle daha fazla yağ, tuz, şeker ve enerji alımına yol açar, özellikle hazır glütensiz gıdaların kullanılması durumunda maliyeti artırır.

Glütensiz diyetin zorunlu olduğu üç ana grup hastalık bulunmaktadır: çölyak hastalığı, buğday alerjisi ve çölyak olmayan glüten hassasiyeti. Deri hastalıklarında, özellikle otoimmün deri hastalıklarında, glütensiz diyetin semptomları hafifletebileceği görülmüştür. Ancak, akne gibi bazı deri sorunlarıyla glüten arasında doğrudan bir ilişki bulunmamaktadır.

Çölyak hastalığının sıklığında artış bildirilmesi nedeniyle, çölyak hastalığını sorgulamak önemlidir. Çölyak hastalığı tanısı alan veya glüten hassasiyeti olan kişilerde glütensiz diyet önerilir. Ancak, deri hastalıklarında glütensiz diyetin tüm hastalara uygulanması gerektiği yanılgısı vardır. Herkes için glütensiz diyet gerekli değildir ve gereken kişilere uygulanmalıdır.

Glüten Alerjik Bünyelerde Tetikleyici Etken Midir?

Son zamanlarda çölyak hastalığına bağlı olarak glüten hassasiyetinde artış görülmekte veya görülebilir durumda. Bu durum özellikle atopik egzama gibi alerjik deri hastalıklarıyla ilişkilendiriliyor. Ancak glüten hassasiyeti sadece çölyak hastalığı olanlarla sınırlı değil; herkesin yaşayabileceği bir durum olabilir. Bu nedenle, glüten hassasiyetinin tespiti için doktorlarla görüşmek önemlidir.

Gıda intolerans testleri bugün popülerlik kazanmış olsa da, gerçek glüten, histamin ve laktoz intoleransı dışındaki diğer gıda intoleranslarının kanıtlanmışlığı hakkında net bir bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenle, gereksiz yere yapılan testler ve buna dayalı olarak diyet değişiklikleri yanıltıcı olabilir.

Ancak, bazı alerjik bünyelerde glüten tüketimiyle ilişkili şikayetlerin artması durumunda, glüten hassasiyeti testleri gerekebilir. Bu testler genellikle gastroenterologlar veya dahiliye doktorları tarafından yapılır. Test sonuçları olumlu çıkarsa, glütenin kısıtlanması gerekebilir, ancak bu durum herkes için geçerli değildir.

Cilt Güzelliği ve Cilt Sağlığımız için Hangi Vitamin, Vitamin Takviyeler Alınmalıdır?

Son yıllarda güzellik kavramı giderek içten dışa doğru genişliyor. Artık sadece dış görünüşe odaklanmak yerine, içsel sağlığın da önemli olduğu kabul ediliyor. Çünkü fiziksel sağlık, ruh sağlığı ve hatta uyku düzeni gibi unsurlar, dış güzelliğin temelini oluşturuyor. Örneğin, sigara içmek gibi zararlı alışkanlıklar da dış görünümü olumsuz etkileyebilir.

Bu noktada, içten dışa sağlığın önemi ortaya çıkıyor. Oksidatif stres adını verdiğimiz yaşlanma ve hastalık sürecinde etkili olan bir mekanizma var. Bu mekanizmayı etkileyen faktörler arasında vitaminler, mineraller, antioksidanlar ve probiyotikler gibi besin takviyeleri bulunuyor. Bu takviyeler, vücudun içsel dengeyi korumasına ve dış görünümü olumlu yönde etkilemesine yardımcı olabilir.

Örneğin, koenzim Q10, hyalüronik asit, mineral ve antioksidanlar, çeşitli vitaminler, probiyotikler ve kolajen gibi bileşenler içeren takviyeler, içten dışa güzellik için destekleyici olabilirler. Ancak, bu takviyelerin etkinliği konusunda net bilimsel kanıtların olmaması bazı endişeleri beraberinde getiriyor.

Kollajen takviyeleri dışında diğer takviyelerin etkileri konusunda bilimsel kanıtlar henüz yetersizdir. Ancak, bazı insanlar düzenli ve dengeli beslenme alışkanlıklarına sahip olmayabilir veya beslenme ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanabilirler. Bu durumda, gıda takviyeleri kullanmak mantıklı olabilir.

Gıda takviyelerinin olumlu etkileri olduğu gibi, yeterli kanıtların olmaması da göz önünde bulundurulmalıdır. Herkese gıda takviyesi kullanımını önermek doğru olmayabilir, ancak beslenme ihtiyaçlarını karşılayamayan kişilere belirli periyotlarla takviye kullanımı önerilebilir.

Saç ve Tırnaklar Yaz Ayına Nasıl Hazırlanmalıdır?

  • Saç ve tırnaklar yaz ayında sudan, güneşten olumsuz olarak etkilenmektedir. Yıpranmalara karşı bazı önlemler alınmaktadır bu yöntemlerden bazıları şu şekildedir;
  • Havuza, denize girdikten sonra duş alınarak vücuttan klor üzerinden atılmalıdır.
  • Gün içerisinde özellikle öğle saatlerinde gölgede durulmalıdır. 
  • Saçlar için özel olarak üretilmiş kozmetik spreyler, kremler kullanılabilir. Ancak şapka, eşarp, şemsiye gibi eşyalar kullanmak daha etkili bir yöntemdir.
  • Belirli aralıklarla nem veren maskeler, nem artışı sağlayan şampuanlar kullanılabilir. 

 

 

Çerez Tercihlerinizi Seçin

Sitemizde size en iyi hizmeti sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Detaylar için Çerezlere İlişkin Adınlatma Metni'ni inceleyebilir veya çerezleri özelleştirebilirsiniz.